Gündelik koşuşturmalarımız arasında hiç farketmeyiz onun varlığını. Ne zaman seviniriz, üzülürüz, korkarız, heyecanlanırız işte o zaman duyarız sesini. Yüreğimiz ağzımıza gelir, kalbimiz yerinden fırlar, durur, kırılır ya da yüreğimize iner, canımıza “tak” der. Kısacası duygularımızın doruk noktasında hissederiz onun kıpırtılarını. Ağzımızdan bir çırpıda çıkan bu tek heceli sözcük, içinde derin anlamlar barındırır. Göğüs kafesimizdeki can kuşu, ana rahmindeki bebeğin oluşan ilk organı. Sevginin, aşkın hayat bulduğu mekandır.
Hayat, kalp atışlarıyla başlar. Anne, karnındaki bebeğin kalp atışlarını dinlerken vücudunda var olmaya çalışan canın ya da canların hayata tutunma çabasına şahit olur. Dünyaya gözlerini yeni açmış bebeklerin, annesinin kalp atışını dinleyerek sakinleşmesi, kendini güvende hissetmesi de kıymetli bir mana taşır. O ana kadar bildiği tek mekan “anne”dir çünkü. Şimdi bambaşka bir alemdedir ve o aleme alışma sürecinde annesinin kalp atışlarını dinlemeye ihtiyacı vardır. Elbette sadece fiziksel doğum yoluyla anne olunmaz. Kimi zaman da kimsesiz bir cana kimse olmaktır annelik. Onu sütüyle besleyemese de sevgisiyle besler, büyütür. Kendinden bir parça haline getirir. Aslında bu da bir çeşit doğumdur.
Biz de Logomuzu anne ve bebek arasındaki gönül bağından ilham alarak tasarladık. Kalpten kalbe giden ama görünmeyen o yolu sembolize ettik. Karnında bebeğini taşıyan anne; bir bedende iki kalptir. Doğurmadığı evladını kalbinde taşıyan anne; kalp içinde kalptir.
1994 yılından bu yana, Caramell olarak, dünyaya geldiği ilk andan itibaren bebeğinizin yanındayız. Onu pamuklara saramasak da, pamuklu ürünlerimizle kucaklıyoruz. Bebeğinizin hassas cildine zarar vermeden. Sağlıklı, neşeli, renkli ve yumuşacık tasarımlarımızla.